“ALIŞVERİŞ YAPANLAR, AYRILMADIKLARI SÜRECE MUHAYYERDİRLER”
EBU ABDULLAH EŞ-ŞAMİ
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’adır. Salatların en üstün olanı ve selamların en kâmil olanı peygamberimiz Muhammed’e, ailesine ve tüm sahabeleri üzerine olsun.
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Alışveriş yapanlar, ayrılmadıkları sürece muhayyerdirler.” (Diğer bir rivayette: “ayrılana kadar” geçmektedir.) Doğru söylerler ve açıklarlarsa, alışverişleri bereketli kılınır; eğer gizlerler ve yalan söylerlerse, alışverişlerinin bereketi alınır.” (muttefakun aleyh)
Bizimle, kardeş Ebu Hammam es-Suri’yi kendilerine emir kabul eden kardeşler arasındaki anlaşmazlığın halli için aracı heyet ile oturmadan önce; her iki taraf için de bağlayıcı olacak ciddi bir ittifaka varmak amacıyla kendi taraflarından bir temsilci göndermelerini talep ettik. Bunun üzerine -zikri geçen- şeyh Ebu Hammam’ı kendi taraflarından temsilci olarak gönderdiler. İlk oturumlarda yetki verme hususunun detaylarıyla ilgili bazı detaylar kalsa da, dördüncü oturumda yetkili temsilcinin kim olduğu kesinleştirildi. “Sulh daha hayırlıdır” girişimi şeyhlerinden faziletli bir kişi aracı olmayı istedi ve ona Ebu Hammam’ın kendi taraflarından yetkili temsilci olduğunu bildirdiler. “Sulh daha hayırlıdır” girişimi üyelerinden birisinin bu durumu bize nakletmesi, yetkili temsilci konusunda bize daha fazla güven verdi. Bu, “Sulh daha hayırlıdır” girişiminin başkanı, bazı üyeleri, kardeş Ebu Hammam ve şura meclisi üyelerinden birisinin huzurunda gerçekleşmiş bir ittifaktır.
Biz ve kardeş Ebu Hammam, türlü vesilelerle bu ittifakın başarılı olmasına çabaladık. Her birimiz, safın birleşmesi, uzlaşma sağlanması, güç birliği, hep birlikte ilgimizi bölgeyi kuşatan tehlikeye yöneltmek ve icram rejiminin son hamlesini engellemek için feragatlerde bulunduk.
İttifak oturumunun dağılmasından ve tüm tarafların ittifaka imza atmasından sonra; karşı tarafın, 16 maddeden oluşan ittifak bentlerinin 16’sının düzeltilmesi, yani ittifakın tamamen ilga edilmesinin talep edilmesiyle karşılaştık!
Kardeş Ebu Hammam, ‘ittifaka bağlı olduğunu, ancak cemaatinin çoğunun kabul etmemesi nedeniyle uygulamaya gücü yetmediğini’ söyledi. Bu durumda yetkinin anlamı nedir?
Her halükarda, bu onların kendi aralarındaki bir problemdir, bizi ilgilendirmemektedir. Bizim tarafımızdan, bizler ittifaka bağlıyız ve ona göre hareket edeceğiz. İmzaların ve şahitlerin gereğince, Allah’ın izniyle bu ittifak üzere devam edeceğiz.
Onların bu ittifakı bozmaları, kendilerini, bizi itham ettikleri duruma düşürecektir. Bundan dolayı, bize katı uyarılarda bulunup tüm bu problemleri bunun için çıkarmışlardı. Oysaki –bilindiği üzere- bizler o vakit, emirin bulunmaması döneminde emirin naibinden izin almıştık. Onlar ise, emirlerini temsilci olarak çıkardılar, ittifak gerçekleşti, sonra da açık bir şekilde bu ittifaklarını bozdular.
Bugün bu ittifaka itiraz eden ve bunu başarısızlaştırmaya çalışan kimseler, en başından beri bu problemi çıkaran kişilerdir. Daha önce bunu şeyh Ebu’l-Hayr’a (Allah şehadetini kabul etsin) ve bize yaptılar. Bugün de kardeş Ebu Hammam’a yapmaktalar. Onların katındaki mesele, bey’at ya da tanzim meselesi değildir.
Bu kimselerin sahanın maslahatıyla ilgilenmedikleri ve sahada tabi olmuş oldukları metodun ıslah etmeyip ifsat ettiği herkes için açığa çıkmıştır. Yapmayı istedikleri bir şeyde kendilerine muhalefet eden herkesi düşürüp hakkında kışkırtmalarda bulunmaktadırlar. Tüm tarafların muttali oldukları vesikalar aracılığıyla, bu kimselerin problemler çıkarmak ve mücahidlerin saflarını bölmek için nasıl çabaladıkları, bize, Ebu Hammam’a ve aracı kurula apaçık belli olmuştur.
Şunu tekit ederiz ki, bu topluluk arasında hayır ve hak ehli bulunmaktadır. (Öyle olduklarını zannediyoruz, hesapları Allah’a aittir.) Yine onlar arasında, problemlerin çözülmesini istemeyenler vardır. Hatta bizzat Ebu Hammam’ın kendisi de onların fiillerinden salim olamamıştır.