Suhrob Ziyo| Türkçe


Kanal geosi va tili: ko‘rsatilmagan, ko‘rsatilmagan
Toifa: ko‘rsatilmagan



Kanal geosi va tili
ko‘rsatilmagan, ko‘rsatilmagan
Toifa
ko‘rsatilmagan
Statistika
Postlar filtri


***

Ey benim gönlümde büyüyen çiçek,
Canım içindeki sırdan mücde ver.
Aşkımı avuçunun içinde ısıtarak
Ayrılık olmaz bir yerden müjde ver...

Suhrob Ziyo

@sz_turkce


***
Beni bilmiyorsun,
bilmiyor dünya,
o da uyuyordu uyadığımda.
Benden cevher arar henüz elkimya,
hiddet ile aşkın karışmasiyim.

Gözlerim — harita,
ama yanlışlı,
ama sen ona bak,
yolunu kaybet.
Ben seni bulayım gözum içinden
sonra kaybedeyim kendimi
ebed.

Suhrobı bilirsin, o da ben değil,
zulmete dönuyor, bildiğin Ziya.
Ben bir mağarayım, ağzı kapalı
beni bilmiyorsun,
bilmiyor dünya...

Nasıl yasadığım önemlı değil,
akrebim — dilimde aşkın zehiri var.
Ben senin gönlunda yaşamadıkça,
bana yaşamanın ne önemi var.

Şair ve Tercüman Suhrob Ziyo

@sz_turkce


Bilinmeyen türkücü

Türkü söylersin sanki yanan bir aşık,
Türkü söylersin sen bağdaş kurarak.
Diyerek: dünyası başında kalsın,
Ne zaman gitmişsin o bozkırlara?
Okursun, titriyor tenim güya tar,
Sarhoş sallanarak okursun şarkı.
Aşkım kırk parçaya bölünen elyaf:
Terennüm edemeden dargınım, dargın:

"Gönüle sığmaz kılı
Ben kırk bölmek isterim.
Kırlangıç kanatında
Yanına gelmek isterim"

Dolaşırım bulmadan zerre asayiş,
Söz ulaşmaz dünya köşeleri var.
Sen okuyub canın talan edersin,
Benim gögüsümde-de tityor bir tar.
Olsa ezgi içmek, bu mestlik rahat,
Sonra ruh başlarsa sarhoş seyirler,
Bir çiçek yanından uzak uzağa
Beni götürmüşler hatalı yıllar:

"Yıllar beni çekerler,
Gidemem hiç yanına.
Sen canımı birleştir,
Gülüm, kendi canına".

Türkü söyle, bozkırlar duysunlar seni,
Alçak sahnelere bir defa çıkma.
Oku, ölene değin, şu yer, gökyüzü
Asla seni itmesinler bağrından.
Taşı dilikliyor hüzün çapası,
Gönül seda saçar sazın sesinden.
Rüyalarım mırıldıyor gecesi,
Ukdenin en meyus tebessümünden:

"Alıçcığı dolu döverse,
Dağlar taşı yarılmaz.
Büküldük, keman olduk,
Vefasız yar çevrilmez."

Bu kadar ezgi-de azmı ölmeye,
Bu kadar nalemi az oluşmakka.
Ama bu türküyün sonu nerede?
İşte ben hazırım sona ermekke.
Kadehte zehir gibi sallanar ezgi,
Hala seda saçar ahenk şişesi.
Benim kısmetimde ediyor devam.
O bitmez, bitse-de türkücü sesi.

"Saçlarını boyunuma
Gel, bi defa sal, canım.
Olsun, canımı sonra
Eşiğinde al, canım."

Suhrob Ziyo
Çevirmen: Şehzad Şadman

@sz_turkce


***
Merak etme,
ilkbahar gelirse, ben söyleyecem,
Çay iç, yemek ye,
beklerken kömür gözlerini yorma sen.

Söyleyecem,
ağlama,
yavaş yavaş yağdığında yağmurlar
gözyaşını dökebilirsin.
İnsanlar ancak mutluluk içinde görsünler seni.

Merak etme,
unutmak istersen,
yaşamak istersen ben yok dünyada,
ben kendim ölecem,
sen düşünme,
sen merak etme...

Suhrob Ziyo
Çevirmen: Şehzad Şadman

@sz_turkce


Türkiyenin 'Güncel Sanat' dergisinde yayınlanan bir şiir

@sz_turkce

5 ta oxirgi post ko‘rsatilgan.

23

obunachilar
Kanal statistikasi